Dolar 32,2936
Euro 35,2124
Altın 2.230,16
BİST 8.828,70
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bayburt 4 °C
Karla Karışık Yağmurlu

Bilseler ki; Hz. Ali de Bayburtlu

27.08.2019
3.923
A+
A-

Birbirinden değerli akademisyenlerin, araştırmacıların, Prof. Dr.’lerin  yer aldığı  uluslararası nitelikli bir sempozyum düşünelim. Adına da “Türk Dünyasında Dede Korkut” diyelim.

Ve bu sempozyumu, Diyar-ı Dede Korkut’ta hem de  25. Uluslararası Dede Korkut Kültür ve Sanat Şöleni programı gündeminde gerçekleştirelim.

Buraya kadar her şeyin güzel olduğunu ben de biliyorum. Sadece düşünmek bile özveri ve titizlik istiyor.

Gelelim asıl meseleye…

Bilimin ışığından bir nebze olsun kendimi gündüzleştirmeye gitmiştim; sempozyumun yapıldığı Şair Zihni Kültür Merkezine.

Şehrin ileri gelenlerinin de hazır bulunduğu sempozyum başlıyordu. Yeni öğretilerle karşılaşacağımın heyecanıyla bu tür programlarda alışılagelen katılım seyrekliğini de fırsat bilerek kendime bir yer seçmiştim bile. Nihayet sunucu,  “–Hoş geldiniz.” diyordu bütün samimiyetiyle. Avuçlar, sempozyumu yönetmek üzere sahneye davet edilen moderatör ve katılımcı akademisyenler için çarpıyordu.

Biz de bir söz vardır: ‘Çoruh, yatağından belli olur’ diye. Sempozyumun da nasıl olacağı ilk giriş cümlelerinden belli olacaktı.

Prof. Dr. Moderatör, tarafından ‘Bayburt’ diye başlayan ilk cümleler ‘Abdülvehhap Gazi ve Hz. Ali’nin oğlu Muhammed Hanefi (R.a) Hazretlerinin de memleketidir Bayburt’ olarak devam ediyordu. Bilimsel bir platform yerini mitolojiye ve rivayet tarihine bırakıyordu ki birden elektrikler kesildi; ‘bilim’in yani…

Bir ışık aradı gözlerim. Ne yakan vardı ne de tutan. Gerçi büyüklerim de oradaydı. Muhakkak ‘vardır bunun da bir hikmeti’ diye kendimi karanlığa gömdüm.

Sırayla bütün katılımcı akademisyenlerin sunumlarının ardından program başındaki cümleler, program sonunda da tekrar edildi.

Anlaşılan, bizleri gündüzleştireceğine inandığımız ‘bilimin’ bir mumu bile kalmamış. Meğer gündüzleşmeye değil, geceleşmeye gelmişiz. Tabi her gecenin de bir rüyası vardır, benim de…

Bayburt, aynı zamanda Köroğlu’nun hatta ve hatta Battal Gazi’nin de memleketidir. Bilseler ki Köroğlu atını Bayburt’ta nallatırmış, atı da Çoruh’tan su içermiş… Bilseler ki Battal Gazi, kılıç eğitimini Bayburt’ta almış. Peki ya Hz. Ali’nin asıl makamının Bayburt’ta olduğunu bilseler, ya da Bayburtlu olduğunu… kim bilir neler yaparlar… İyi ki bilmiyorlar. Zaten Muhammet Hanefi (R.a) Hazretleri de babasının izinden Bayburt’a gelmişti. Neyse devamını anlatmayacağım… (araştırsınlar biraz)

Nihayetinde araştırmacı da olsan, prof da olsan, ‘ne olursan ol’ da olsan bu tür durumlarda, bu tür olgularda kaynağın varsa konuşabilirsin. Kaynağın yoksa ‘kaynak’ yapamazsın! Diğer türlü hekat (hikaye) anlatmak da meziyet ister. Bu da sizin işiniz değil!

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.